CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti grubunda yaptığı konuşmada hükümete yüklendi. Kılıçdaroğlu'nun gündeminde asgarin ücrete yapılacak zam vardı.
Asgari ücret zammının gündeme gelmesinin ardından gıdadan elektriğe kadar yapılan zamlara vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Ama iki kazık attılar sana. Senin paranla sana propaganda yaptılar. Sendikalar senin hakkına sahip çıkmak yerine senden aldıkları paralarla Kamboçya'ya geziye gidiyorlar. Senin hakkını biz savunuyoruz biz. Henüz asgari ücret zammını almadan mutfağın yangın yerine döndü. İğneden ipliğe herşeye zam yaptılar. Zam yaparak ülke yönetilir mi? Daha 1300 lirayı cebinde görmeden mutfağında yangın çıkardılar" dedi.
Kılıçdaroığlu'nun konuşmasından satırbaşları;
"Bugün Berkin Elvan'ın doğum günü onu da sevgi ve rahmetle anıyoruz. Eğer bir ülkede demokrasiyi kökleştirmek istiyorsak mutlaka siyaseti sorgulamalıyoz. Siyasetin sorgulanmadığı bir yerde demokrasi yoktur. Sandığa gidip oy kullanmak demokrasinin sadece bir adımıdır. Bir vatandaş olarak biz sorgulama görevini yerine getirmiyorsak demokrasiye katkıda bulunmuyoruz demektir. Aramızda çocuklarını güle oynaya askere gönderen ama acı haber alan aileler var. Ne oldu bizim çocuklarımıza diyorlar.
"BU ATMOSFERİ KİM YARATTI?"
Allah'ın bize verdiği en güzel şey akıldır. Çocuk dillendiği andan itibaren soru sorar. Bizim demokrasimizin en büyük zaafı vatandaşın sorgulama hakkını kullanmamasıdır. 2015'deki felaketlerin kaynağı nedir? Bunları sormamız lazım.
Yılbaşı gecesi İstanbul'u kana bulayacak canlı bombalar yakalandı. Bu atmosferi onlara kim sağladı. Nasıl oluyor da Ortadoğu geleneğinde olan bir olay 21. yüzyıl Türkiye'sinde canlanıyor. Türkiye'de 70 ilden IŞİD terör örgütüne katılan gençlerimiz var. Bu atmosferi kim yarattı, kim yönetiyor bu ülkeyi.
"BİZİM ÖĞRENDİĞİMİZ MÜSLÜMANLIK BÖYLE DEĞİL"
Soru sorulduğu zaman bilim gelişir, insanlık yükselir. İlim Çin'de bile olsa gidip öğrenin diyor bir büyüğümüz. Şu soruyu da sormamız lazım bir inanç uğruna camiyi bombalıyorsun, masum insanları öldürüyorsun ve kendini müslüman olarak tanımlıyorsun. Bizim öğrendiğimiz Müslümanlık böyle değil. Peki Diyanet ne yapıyor? Kendi vatandaşlarımıza müslümanlığı anlatamıyorsun.
"BUNU İLK KİM GÜNDEME GETİRDİ?"
2016'nın ilk toplantısında yurttaşlarımdan isteğim: Soru sorun. Hiçkimseye soramıyorsanız vicdanınıza sorun. Asgari ücretli kardeşim de sorsun. Ben 1300 lirayı kimin sayesinde aldım? Bunu ilk kim gündeme getirdi?
13 yıldır sen onların aklında bile yoktun. 900 lira net asgari ücreti de benden öğrendi bu iktidar sahipleri. Sen de düşün beni kim düşündü, kim miting meydanlarında dile getirdi. Soruyu kendine sorarsan eminim vicdanın sana şu cevabı verecektir: CHP. 1300 lira yeterli mi hayır değil biz o yüzden 1500 demiştik.
"AMA İKİ KAZIK ATTILAR SANA"
Ama iki kazık attılar sana. Senin paranla sana propaganda yaptılar. Sendikalar senin hakkına sahip çıkmak yerine senden aldıkları paralarla Kamboçya'ya geziye gidiyorlar. Senin hakkını biz savunuyoruz biz. Henüz asgari ücret zammını almadan mutfağın yangın yerine döndü. İğneden ipliğe herşeye zam yaptılar. Zam yaparak ülke yönetilir mi? Daha 1300 lirayı cebinde görmeden mutfağında yangın çıkardılar.
"BUNLARIN İSTİHBARATI YOK MUYDU?"
Ne oluyor Güneydoğu'da? Biz evimizdeyken o insanlar sokağa çıkma yasağı altında ne yapıyor acaba? Bulunduğun şehri düşün on gün sokağa çıkma yasağı olursa önce sen isyan edersin Rizeli vatandaşım. 2002'de iktidara geldiklerinde terör diye bir şey yoktu. 2016 Türkiye yangın yeri. Kim yönetiyor bu ülkeyi. Efendim kabahat PKK'da diyecekler bizi kandırdı. Defalarca söyledim kandırılan hükümetten fayda gelmez. Şehirler silah deposuna döndürülürken sen neredeydin? Bunların istihbaratı yok muydu? Faturayı kim ödüyor masum vatandaş ödüyor.
50 defa söyledik sorunun çözümü TBMM'dedir. Davutoğlu'na söyledim nasıl anayasa için komisyon oluşturuyorsak bu sorunu çözmek için de toplanmalıyız. İdris Baluken biz özerklik konusunda anlaştık diyor. Millete hesap veremeyeceğin sözler vermeyeceksin. Kendi bildiğini okudun faturayı bölge halkı çekti. Kürtçe anadil yasağı vardı. O yasağın kaldırılması için yasanın kaldırılmasını ilk isteyen CHP'ydi.
"SORDUM, BİRBİRLERİNE BAKTILAR"
Sayın Davutoğlu randevu aldı, geldi. Başkanlıkla ilgili hiçbir ayrıntı vermedi. Biz parlamenter sistem hakkında ayrıntılarıyla anlattık, onlar da başkanlık ile çalışma yapacaklarını söylediler. Ben, ne yapacaklarını anlamış değilim. CHP demokrasi ve insan haklarından yanadır, hiçbir darbe yasasını savunmaz. Darbe yasalarının değişmesi için çabayı sergilemiştir. Davutoğlu'na 'Sizin görev yapmanızı engelleyen bir hüküm var mı' diye sordum, birbirlerine baktılar.
"CUMHURBAŞKANI YETKİLERİNİN KISITLANMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİK"
Darbe yasasından örnekler verdim. 'Basın hürdür, engellenemez' diyor darbe anayasası. 'Devlet basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alıyor' diyor. Döndüm ve 'basın hür mü' diye sordum. Bunu yapan darbe hukuku. Anayasa darbe hukukunun bir parçası. Siz darbe hukukunu değiştirmedikçe demokrasiyi getiremezsiniz. 'Herkes izin almadan gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir' diyor darbe anayasası. "2 kişi bile yan yana yürüyemez hale geldi, bu anayasadan mı kaynaklı" bunu yapan darbe hukuku denen yasalar. Cumhurbaşkanı gelecek, belli kişileri içeri atıyorlar, bunun neresi demokrasi? Cumhurbaşkanı yetkilerinin kısıtlanması gerektiğini söyledik. Rektörleri kendileri seçsin, kendileri yönetsin; cumhurbaşkanı niye karışıyor?
"DAVUTOĞLU 'HAKLISINIZ' DEDİ"
'Hiçbir organ, makam, merci yargı yetkisinin kullanılmasında mahkeme ve hakimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz' diyor darbe anayasası. Ben burada cumhurbaşkanının talimat verdiğini açıkladım. Anayasa öngörmüyor ama onlar istediklerini yapıyorlar. 'Yargı bağımsız diyorsunuz, AKP il ve ilçe örgütlerindeki avukatları hakim yapıyorsunuz; sonra da yargı bağımsız diyorsunuz' dedim. 'Milletin vekilini millet seçsin mi, seçmesin mi' diye sordum. Seçim barajını kaldıracaksınız, lider sultasını kaldıracaksını, böyle rezalet olmaz. Davutoğlu hakkını yemeyim, haklısınız dedi. Biz bunların değişmesi için kanun teklifi verdik.
"DOKUNULMAZLIKLAR KALKSIN"
Şimdi bir darbe hukuku araştırması yapacaklar, liste çıkaracaklar. İşte o zaman gerçek anlamda demokrasi oluşacaktır. İngiltere'de anayasa yok ama hiç kimse demokrasi yoktur demez örneğini verdim. Bu arada dokunulmazlık konusu da gündeme geldi. CHP'nin tavrı çok net. Kürsü dokunulmazlığı hariç, dokunulmazlıklar kalksın.
Başkan, başkan, başkan diye yanıp tutuşan, Hitler örneğini verdi. Allah büyüktür. Hitlerörneğini veriyor, birileri uyarmış. Hadi biz yanlış anladık, tüm dünya da mı yanlış anladı. Çünkü içinden o geçiyor. O kadar ki kendi cümlesini, Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde sansürledi. Kendisini sansürledi. Göbels, 'gazeteciler bir piyanonun tuşları gibi olmalı. Biz hangi tuşa basıyorsak o sesi çıkarmalı' diyor. Aynen bunlar gibi. Göbels taktiği. Hitler'in de bir özelliği de var 'fakirim, fukarayım' demişti. Bu da 'yüzüğümden başka bir şeyim yok' demişti. Şimdi dünyanın en zengin cumhurbaşkanlarından biri. Göbels'in de 3,6 milyar sterlinlik servesti çıkmıştı. Aynısı.
"OLAMAYACAKSINZ KARDEŞİM, OLAMAYCAKSIN"
Erdem'i ve Gül'ü tutuklayan hakimler o felsefeyle yola çıkan hakimlerdir. Doğru haber yaptıkları için içeri atan hakimler, hakim değildir. Diktatörler yalan söylemek üzere çok büyük becerileri var. Aynı taktik bizde de geçerli. Başkanlık da başkanlık. Dünyanın en önemli ülkeleri başkanlık sistemiyle yönetiliyormuş. En gelişmiş 20 ülkenin 17'si parlamenter sistemle yönetiliyor, 2'si başkanlık sistemi. Başkanlık sisteminin özelliği nedir? Ülkeyi bölmek istiyorsan, başkanlık sistemini getireceksin. 200 yılı çöpe atıyorsunuz, varsa eksiğimi giderelim. Perişan haldeyiz, o tutturmuş başkanlık. Olamayacaksın kardeşim, olamayacaksın.
"99 MİLYON DOLAR İÇİNSE BİZ ÖDERİZ"
Ortadoğu batağını ülkemize çektik. Suudi Arabistan ile İran kavga ediyor. Eskiden olsaTürkiye hakem devlet olurdu. Biz tarafsızlığımızı yitirdik ve taraf olduk. Katar ve Suudi Arabistan'dan yana olduk. AB üyesi olmak isteyen bir ülke Suudilerin kuyruğuna takıldı. Bu 99 milyon dolar içinse, biz öderiz. Erdoğan, idamları gündeme getirmeliydi. İdamlar konusunda Dışişleri Bakanlığı sessizliğini koruyorsa sorun var. O zaman sen idamdan yana tavrını koyuyorsun. Bir insan inancından ötürü idam edilir mi?
'İsrail'e ihtiyacımız var' diyor. Bu bir teslimiyetin ifadesidir. Sözde İslamcılara da sesleniyor, neden konuşmuyorsunuz? Düne kadar mitingler yapıyordunuz, şimdi niye sesinizi çıkarmıyorsunuz, ahlak kırıntısı yok mu sizde?"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Burada yapılan yorumlar, yorum yapan kişilerin kendi görüşleridir. Sitemiz yapılan yorumlardan sorumlu tutulamaz.