Ortakları tarafından dolandırıldığını öne süren Gıyasi Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babalarından devraldıkları şirkette 30 yıldır K.E. ve onun kuzeni K.E. ile ortak olduklarını söyledi. Vergi borçları nedeniyle 2003 yılında haciz gelmemesi için şirket hisselerini "emanetçilere" devrettiklerini belirten Öztürk, şu iddialarda bulundu: "Ortaklarımızdan biri, 'Vergi borcu çıktı, malları dışarı çıkartalım' dedi. Bu vergi borcu da aslında düzmeceymiş. Böylelikle malları kayınbiraderinin üzerine devrettirdi. Daha sonra hisselerin yüzde 80'ini kendisi devralmış. 2012'nin nisan ayında bizi kapı dışarı etti. Diğer bir ortağımız daha var, onun amcasının oğlu. Bu planları 2000 yılında yapmışlar. Beni gönderip şirkete ikisi sahip olacakmış ama amcasının oğlunu da benden sonra şirketten uzaklaştırdı. Onun hisselerini de sahte evrakla başkasına devredip, sonra geri almış. Onunla bizim hisselerimizin toplamı yüzde 66 ediyordu, ikimiz bu konuda şikayetçi olduk."
4 DAVA SÜRÜYOR
Şikayetlerinin ardından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde "örgüt kurma, evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık" suçlarından dava açıldığını dile getiren Öztürk, "Davayı kazanacakken amcasının oğlunu kandırıp, başvurusunu geri çekmesini sağladı. Yeniden bir araya gelince grup bünyesindeki başka bir şirketimiz için genel kurul yapmışlar, benim ve oğlumun yerine imza atmışlar. Genel kuruldan sonra amcasının oğlunu tekrar kapı dışarı etti. Ben de usulsüz bu genel kurulla ilgili şikayette bulundum. Bununla ilgili Ankara8. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava, bir süre önce tamamlandı" ifadesini kullandı. Öztürk, söz konusu davada K.E'nin "özel belgede sahtecilik" suçundan bir ve "dolandırıcılık" suçundan 4 yıl, K.E'nin oğlu Y.E. ve kuzeni K.E'nin de aynı suçlardan iki yıl altışar ay hapisle cezalandırıldığını, ortaklarıyla halen aralarında 4 davanın sürdüğünü söyledi.
SAHTE İMZA İLE KREDİ
Öztürk, ortaklarının şirket adına bankalardan da sahte imzayla yüklü miktarda kredikullandıklarını ileri sürdü. Sözleşmelere sahte imza atıldığını iddia eden Öztürk, "Benim imzam gerçek. Şimdi diyorlar ki 'Bunlar, bizim imzalarımız değil, sahte imzalar.' 20'ye yakın bankadan sahte imzayla kredi çekilmiş. Bunlarla ilgili soruşturmalar da var. Çok yazık oldu. 60 yıllık şirketiz. Binlerce işçi tazminatını alamadı. 30-40 yıldır çalışan işçilerimiz vardı. Birçok esnaf alacağını tahsil edemedi" görüşünü paylaştı. Öztürk, sahte imzayla çekilen krediler nedeniyle kendisinin de bankalara 70 milyon lira borçlandırıldığını ileri sürerek, "Oturduğum evi bile satmışlar. Açtığım davayı da kaybettim. Şu an evimde işgalci görünüyorum. Yargıtaydan temyiz sonucu gelene kadar evde oturmaya devam edeceğim. Karar onanırsa evden çıkmak zorundayım" diye konuştu.
500 MİLYON LİRA
Gıyasi Öztürk, "Ortaklarımın gayrimeşru yollarla üzerlerine geçirdikleri şirket mallarının değeri yaklaşık 500 milyon lira" iddiasında bulundu. Ertem Eğilmez'in yönettiği 1980 yapımı "Banker Bilo" filminde, Maho rolündeki Şener Şen'in, köylüsü Bilo karakterini canlandıran İlyas Salman'ı dolandırma öyküsü anlatılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Burada yapılan yorumlar, yorum yapan kişilerin kendi görüşleridir. Sitemiz yapılan yorumlardan sorumlu tutulamaz.