Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, kimsenin yüzünü kızartacak bir şey yapmadıklarını vurguladı. Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında iftiralarda bulunanların bir süre önce iltifatlarda bulunduğunu hatırlatan Dumanlı"Nasıl bir ayıp işlediniz ki o ayıbı kapatabilmek için bir sürü ayıplar işliyorsunuz." diye sordu.
Mesai arkadaşlarına hitap eden Ekrem Dumanlı, gazete çalışanı ve okuyucularının ortaya koyduğu tepkinin hem basın hem de demokrasi tarihinde ayrı bir sayfa olacağını belirtti. Destek için gazeteye ve adliyeye gelen insanların da demokratik hakkın nasıl aranacağını, çevreye nasıl saygılı olunacağını gösterdiğini ifade eden Dumanlı, "Eğer iddiaları doğru olsaydı 100 bin defa -haşa- bu kitle bir terör örgütü olsaydı bize zaten bu muameleyi yapamaz o adliye saraylarında da ayaklarını ayaklarının üstüne atamazlardı." dedi.
Dumanlı, gazete çalışanlarına hitap ederken basın dünyası içinde zaman zaman kırgınlıkların, küskünlüklerin olabileceğini ancak herkesin bir birine saygı duymaya mecbur olduğunu anlatarak, "Sen de mesleğini yapıyorsun ben de mesleğimi yapıyorum. Sen istedin diye ben buharlaşacak değilim. Ben seni sevmiyorum diye senin de buharlaşman mümkün değil. Sizin gönlünüz hoş olsun diye bu mukaddes ülkeyi terk edecek de değiliz." ifadesini kullandı.
Eski gazeteci ve CHP Milletvekili Oktay Ekşi ile ilgili bir anısını paylaşan Dumanlı, aralarında küskünlük olduğu halde Ekşi'ye her bayramda kutlama mesajı gönderdiğini belirtti. Ancak hiç cevap alamadığını, Ekşi'nin destek için gazeteye geldiği sırada Ekşi'nin telefonunu değiştirdiği için mesajlara cevap vermediğini öğrendiğini söyledi. Dumanlı, "Dedim ki böyle olmasına çok sevindim. Çünkü bu mesleğin bir şerefi vardır. Bir haysiyeti vardır, bir onuru vardır. Farklı düşünebiliriz. Farklı konuşabilir, farklı hayat tarzlarına sahip olabiliriz. Ama gazeteci isek gazete, medya bağımsızlığı, düşünce ve fikir özgürlüğü dedi mi akan suların durması ve beraber kol kola girilmesi gerekir. Bunu yapmayanlar bahane arıyor demektir, korkuyor demektir, bir takım endişeler yüzünden bazı filozofik bahaneler uyduruyor demektir." şeklinde konuştu.
'HASAN CEMAL, TİFLİS'TEN TELEFONLA ARADI'
Gazeteci Hasan Cemal'in olayı duyar duymaz Tiflis'ten telefonla arayıp destek verdiğini belirten Dumanlı, " 'İlk fırsatta geleceğim. Bu bir despotizmdir, bu bir baskıdır beraberiz kardeşim dedi. Bunu asla unutamam." değerlendirmesinde bulundu.
Gözaltına alındıktan sonra destek için oluşturulan ve çok sayıda gazetecinin imza attığı Özgürlük Belgesi'ne destek olanlara teşekkür eden Dumanlı, yabancı basından da konuya hassasiyet gösteren yayın sahiplerini de unutmadı. Dumanlı, yurt dışındaki basın kuruluşlarının medya özgürlüğü üzerindeki hassasiyetinin Türk basınına örnek olmaya mecbur olduğunu hatırlattı.
'TARİH ZALİMLERİ ASLA UNUTMAZ'
Ekrem Dumanlı, "Ben size güvenerek söylüyorum. Arkadaşlarımı tanıdığım için söylüyorum ve diyorum ki son ferdine kadar temel hak ve özgürlükler konusunda asla ve kat'a susmayacağız. Eğer savcılık ve adliyede sizi utandıracak bir soruyla karşılaşsam ve cevapsız bıraksaydım bu binaya bir daha dönmezdim. Sizi utandıracak bir şey yapmadık, o yüzden başımız daima dik. Oturmuş sorular hazırlamışlar 'Fethullah Gülen'i tanıyor musun? diye. Yahu onu tanımayan var mı Allah aşkına! Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli İslam alimlerinden, mütefekkirlerinden biridir o. Ona terör örgütü bilmem neyi demek, o gazeteci arkadaşlara söylüyorum Allah karşısında cevabını veremeyeceğiniz bir ithamdır. Bunu kesinlikle bilin, tarih zalimleri asla unutmaz. Ama dimdik durmuş alimleri de unutmaz. Suç yok ki suçlu olsun, suç bulamazsınız suçlu bulasınız. Fethullah Gülen hakkında yazı yazanlar daha bir yıl önce 'ellerinden öperiz, hürmetlerimizi arz ederiz, sizi özledik Türkiye'ye gelseniz' diye nutuk çekiyordunuz. Ne oldu da böyle oldunuz? nasıl bir ayıp işlediniz ki o ayıbı kapatabilmek için bir sürü ayıplar işliyorsunuz?" diye sordu.
Kendisine savcılık ve mahkeme aşamasında sorulan sorulara da değinin Dumanlı, "Falan yazıyı filan yazmış, ona talimat verdiniz mi? Yahu burası Zaman gazetesi, o talimatlı yazılar başka yerde. Eğer talimatlara boyun eğmiş olsaydık başka yerlerde olurduk. Biz ne düşünüyorsak onu yazarız. Neye inanıyorsak onu konuşuruz. İçimiz dışımız birdir bizim. İçi dışı farklı olanlar tarih huzurunda yargılanacaksınız. Allah huzurunda yargılanacaksınız." ifadesini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Burada yapılan yorumlar, yorum yapan kişilerin kendi görüşleridir. Sitemiz yapılan yorumlardan sorumlu tutulamaz.