Türkiye'de yer alan habere göre Nurten Saydan, 14 Mayıs Eczacılık Günü'ne her yıl yenileri eklenen sorunlarla mücadele ederek giridiklerini belirterek, "Ne yazık ki, sorunlarımız daha da katlanarak büyüyor ve 14 Mayıs Eczacılık Bayramı'nı kutlayamıyoruz" dedi. Saydan yaptığı basın toplantısında, son günlerde kanser ilaçlarının 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren hastanelerde satılacak olmasının gündemlerini meşgul ettiğini belirterek, bu durum tedavilerin aksamasına, yolsuzluğun artmasına ve eczane ekonomilerinin daha da dibe batmasına neden olacağını öne sürdü. Vatandaşın ilaca ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla 2005 yılında SSK eczaneleri kapanarak, SSK'lı hastalar serbest eczanelerden ilaç almaya başlaklarını hatırlatan Saydan, "Bu durum SSK eczanelerindeki ilaç kuyruklarını bitirdi. Devletin yüksek ilaç maliyeti aşağıya çekildi ve ihale yolsuzluklarının önüne geçildi" dedi.
Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile kanser ilaçlarının 1 Temmuz'dan itibaren hastanelerden satılacağının duyurulduğunu anımsatan Nurten Saydan, "Bu gerçekleşirse hastaların tedavi süreçleri hastanelerin satın alma (ihale) bölümlerinin insafına bırakılacak. Elde mevcut olmayan, biten ürünler için açılacak ihale şartnameleri ve uzun ihale süreçleri tedavilerde aksama ve gecikmelere neden olacak. Hastane stokunda bulunmayan, azalan ya da stok fazlası alınan ürünler sebebiyle doktorun tercihi değil, hastanenin elinde bulunan ilaçlara göre tedavi başlayacak. Kendi kullandığı ilaçları bulamayan ve hastalık nedeniyle hassas olan hasta ve yakınları mecburen kendi ilaçlarını kullanmak isteyecek ve ücretli olarak eczanelerimizden temin yoluna gidecek. Bu da hastaların ekonomik açıdan karşılamayacağı ekstra bir yükün altına girmelerine, evlerini barklarını satmalarına ve tedaviye ulaşamayarak sağlıklarını tamamen kaybetmelerine neden olacak" dedi.
Hastanelerin bu ilaçlara sahip olamayacağını, kötü niyetli kişilerin bu ilaçları ele geçirerek merdiven altından ihtiyaç sahiplerine yüksek fiyattan satacağını da öne süren Saydan, "Yahut yurt dışında müşteri bulacaklar. Hastaların sağlığına ve ülke ekonomisine zarar vereceğini düşündüğümüz bu konuyu en kısa zamanda yargıya taşıyacağız. Onkoloji ilaçlarının pazar payı 5 yılda yüzde 2.8 artarak en üst sıraya çıktı. 2009 yılında ilaç pazar payının parasal olarak yüzde 8.4'ünü onkoloji ilaçları oluşturuyordu. Tüm dünyada olduğu gibi bu pazar 2014 yılında yüzde 11.2'ye yükselerek birinci sıraya yerleşti. Toplam ilaç pazarı 14.6 milyar, onkolojik ilaçlar ise 1.9 milyar liraya ulaştı. Bu durumda eczanelerimizden yaklaşık 2 milyar liralık pay çıkarılarak özel hastaneler başta olmak üzere özel şirketlerin insafına terk edilmiş olacak. Hastanelerde satılacak kanser ilaçlarının listesi kurum tarafından yayınlanmış olup, sayısı 263 adettir. Özetle 263 adet kanser ilacı eczanelerimizden çıkarak hastane raflarına gitmiştir" dedi.
Eczacının en temel hakkı olan 'meslek hakkı'nı istediklerini vurgulayan Saydan, "Avrupa ülkelerinde Eczacılık Kanunlarına baktığımızda eczacının yükümlülükleri açıkça belirtilmiş ve eczacının sağlık danışmanlığı hizmetini vermesini bir zorunluluk olarak göstermiştir. Ülkemizdeki eczanelere meslek hakkı olarak hiçbir bedel ödenmemektedir. Sadece Sosyal Güvenlik Kurumunu, Reçete Hizmet Bedeli adı altında, kurum adına tahsil ettiğimiz muayene ücretlerine karşılık ödediği reçete başına 25 ila 75 Kuruş arası değişen bir tutar ödemektedir. Avrupa da ve gelişmiş birçok ülkeye baktığımızda ise bu danışmanlık hizmeti kutu veya reçete başına ücretlendirilmektedir. Eczacı meslek hakkının ülkemizde de uygulamaya konulması ile düşen ilaç fiyatları ve ilaç firmalarının SGK'ya yaptıkları Kamu Kurum Iskontolarından son yıllarda zarar gören eczanelerimizi yaşatmak ve ülkeye hizmet verilmesinin devamını sağlamak mümkün olacaktır" dedi.
Nurten Saydan, TEİS olarak, reçetelere ilaçların etken madde isimlerinin yazılmasını da istediklerini belirterek, "Çünkü; ilacın etkisi ticari isminden değil, etken maddesinden gelmektedir. Ülkemizde reçeteler doktorlar tarafından hem etik olması, hem de ticari reklam yapılmaması amacı ile etken madde olarak reçete edilmelidir" dedi.
Eczacıların en yakın ve en güvenilir sağlık danışmanı olduğunu belirten Saydan, "Yetkililerin ekonomik açıdan çıkmazda olan eczanelerin yaşaması için gerekli tedbirleri artık bir an önce hayata geçirmelerini talep ediyoruz" dedi.
Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile kanser ilaçlarının 1 Temmuz'dan itibaren hastanelerden satılacağının duyurulduğunu anımsatan Nurten Saydan, "Bu gerçekleşirse hastaların tedavi süreçleri hastanelerin satın alma (ihale) bölümlerinin insafına bırakılacak. Elde mevcut olmayan, biten ürünler için açılacak ihale şartnameleri ve uzun ihale süreçleri tedavilerde aksama ve gecikmelere neden olacak. Hastane stokunda bulunmayan, azalan ya da stok fazlası alınan ürünler sebebiyle doktorun tercihi değil, hastanenin elinde bulunan ilaçlara göre tedavi başlayacak. Kendi kullandığı ilaçları bulamayan ve hastalık nedeniyle hassas olan hasta ve yakınları mecburen kendi ilaçlarını kullanmak isteyecek ve ücretli olarak eczanelerimizden temin yoluna gidecek. Bu da hastaların ekonomik açıdan karşılamayacağı ekstra bir yükün altına girmelerine, evlerini barklarını satmalarına ve tedaviye ulaşamayarak sağlıklarını tamamen kaybetmelerine neden olacak" dedi.
Hastanelerin bu ilaçlara sahip olamayacağını, kötü niyetli kişilerin bu ilaçları ele geçirerek merdiven altından ihtiyaç sahiplerine yüksek fiyattan satacağını da öne süren Saydan, "Yahut yurt dışında müşteri bulacaklar. Hastaların sağlığına ve ülke ekonomisine zarar vereceğini düşündüğümüz bu konuyu en kısa zamanda yargıya taşıyacağız. Onkoloji ilaçlarının pazar payı 5 yılda yüzde 2.8 artarak en üst sıraya çıktı. 2009 yılında ilaç pazar payının parasal olarak yüzde 8.4'ünü onkoloji ilaçları oluşturuyordu. Tüm dünyada olduğu gibi bu pazar 2014 yılında yüzde 11.2'ye yükselerek birinci sıraya yerleşti. Toplam ilaç pazarı 14.6 milyar, onkolojik ilaçlar ise 1.9 milyar liraya ulaştı. Bu durumda eczanelerimizden yaklaşık 2 milyar liralık pay çıkarılarak özel hastaneler başta olmak üzere özel şirketlerin insafına terk edilmiş olacak. Hastanelerde satılacak kanser ilaçlarının listesi kurum tarafından yayınlanmış olup, sayısı 263 adettir. Özetle 263 adet kanser ilacı eczanelerimizden çıkarak hastane raflarına gitmiştir" dedi.
Eczacının en temel hakkı olan 'meslek hakkı'nı istediklerini vurgulayan Saydan, "Avrupa ülkelerinde Eczacılık Kanunlarına baktığımızda eczacının yükümlülükleri açıkça belirtilmiş ve eczacının sağlık danışmanlığı hizmetini vermesini bir zorunluluk olarak göstermiştir. Ülkemizdeki eczanelere meslek hakkı olarak hiçbir bedel ödenmemektedir. Sadece Sosyal Güvenlik Kurumunu, Reçete Hizmet Bedeli adı altında, kurum adına tahsil ettiğimiz muayene ücretlerine karşılık ödediği reçete başına 25 ila 75 Kuruş arası değişen bir tutar ödemektedir. Avrupa da ve gelişmiş birçok ülkeye baktığımızda ise bu danışmanlık hizmeti kutu veya reçete başına ücretlendirilmektedir. Eczacı meslek hakkının ülkemizde de uygulamaya konulması ile düşen ilaç fiyatları ve ilaç firmalarının SGK'ya yaptıkları Kamu Kurum Iskontolarından son yıllarda zarar gören eczanelerimizi yaşatmak ve ülkeye hizmet verilmesinin devamını sağlamak mümkün olacaktır" dedi.
Nurten Saydan, TEİS olarak, reçetelere ilaçların etken madde isimlerinin yazılmasını da istediklerini belirterek, "Çünkü; ilacın etkisi ticari isminden değil, etken maddesinden gelmektedir. Ülkemizde reçeteler doktorlar tarafından hem etik olması, hem de ticari reklam yapılmaması amacı ile etken madde olarak reçete edilmelidir" dedi.
Eczacıların en yakın ve en güvenilir sağlık danışmanı olduğunu belirten Saydan, "Yetkililerin ekonomik açıdan çıkmazda olan eczanelerin yaşaması için gerekli tedbirleri artık bir an önce hayata geçirmelerini talep ediyoruz" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Burada yapılan yorumlar, yorum yapan kişilerin kendi görüşleridir. Sitemiz yapılan yorumlardan sorumlu tutulamaz.